Paris, Seni Sevmiyorum Artık - E. Sami Kızıltan - Favori Yayınları
Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 30.00 TL | 30.00 TL |
100 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır. |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 30.00 TL | 30.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 30.00 TL | 30.00 TL |
100 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır. |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 30.00 TL | 30.00 TL |
100 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır. |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 30.00 TL | 30.00 TL |
100 TL nin altındaki tutarlar için taksit yapılamamaktadır. |
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 30.00 TL |
Havale / Eft | 30.00 TL |
Posta Çeki | 30.00 TL |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Paris, Seni Sevmiyorum Artık - E. Sami Kızıltan - Favori Yayınları
Ekrem Sami Kızıltan, otobiyografik özellikler taşıyan bu ikinci kitabında, “Bu da benim Paris’im,” noktasından sesleniyor. Belki de Charles Baudelaire’den bu yana “modernitenin başkenti” sayılan bu esrarengiz şehre ilişkin on yıllara varan yaşanmışlığını, fotoğraf kareleri biçiminde yanıp sönen anekdotlarla önümüze seriyor. Şaşırtıcı karşılaşmalar, kırık dökük hüsranlar, delip geçen aşklar, kopup dağılan yoldaşlıklar, siyasal kavgalar ve toplumsal faaliyetler ile şekillenen bir gözlemler dosyası oluşturuyor.
Kızıltan’ın üslûbuna sinmiş olan o nüktedan ve pervasız karakteristiği, çoğu kere renkli bir tebessüm olarak yüzümüze işleniyor. Özellikle de kente ve bir şekilde orada ikamet edenlere nüfuz eden turistik, kapitalistik ve endüstriyel dinamiklere sataşırken açığa çıkıyor bu. Onu yaparken, Baron Haussmann’ın ruhunu enikonu sızlatacak bir göç ve iltica hikâyesi armağan ediyor aynı zamanda. Bizlerin payına ise, sonuç olarak, kırk yıla uzanan içten bir muhasebeye tanıklık etme fırsatı düşüyor.