Ceviz Yaprakları - Mehmet Emin Hacıköylü - Panama Yayıncılık
Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 175.00 TL | 175.00 TL |
2 Taksit | 87.50 TL | 175.00 TL |
3 Taksit | 61.83 TL | 185.50 TL |
4 Taksit | 46.81 TL | 187.25 TL |
5 Taksit | 37.80 TL | 189.00 TL |
6 Taksit | 31.79 TL | 190.75 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 175.00 TL | 175.00 TL |
2 Taksit | 87.50 TL | 175.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 175.00 TL | 175.00 TL |
2 Taksit | 87.50 TL | 175.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 175.00 TL | 175.00 TL |
2 Taksit | 87.50 TL | 175.00 TL |
3 Taksit | 60.67 TL | 182.00 TL |
4 Taksit | 45.94 TL | 183.75 TL |
5 Taksit | 37.10 TL | 185.50 TL |
6 Taksit | 31.21 TL | 187.25 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 175.00 TL | 175.00 TL |
2 Taksit | 87.50 TL | 175.00 TL |
3 Taksit | 61.25 TL | 183.75 TL |
4 Taksit | 46.38 TL | 185.50 TL |
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 175.00 TL |
Havale / Eft | 175.00 TL |
Posta Çeki | 175.00 TL |
Kapıda Ödeme | 190.00 TL |
Kapıda ödemeli siparişlerde +15,00TL kapıda ödeme hizmet bedeli ilave edilir. |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Ceviz Yaprakları - Mehmet Emin Hacıköylü - Panama Yayıncılık
İnsan mutluyken kötü bir olayı konduramaz hayatına, unutur sevincin ve acının dengesini, oysa hareket etmiştir kapı kapanmaya doğru, ne göz görür ne de kalp anlar ve kapanır kapı. Kapanan sadece kapı değildir; ışık söner, renk uçar, ne dilde tat kalır ne de kulakta ses. Geri dönülecek ne yol kalır ne insan, bir boşluk kalır, dolmayacak, doldurulamayacak büyük bir boşluk. Eray o büyük boşluğu hiç dolduramadı. Artık ne açılacak ne de çalınacak bir kapısı vardı.
Eray, bembeyaz bir çölde yürümeye çalışıyordu. Gökyüzünde onlarca güneş vardı. Sanki devasa bir film platosundaydı. Gözlerini açamıyor; açtığında kumun, gökyüzünün beyazlığı gözlerine hücum ediyordu. En ufak bir esinti dahi yoktu. Eray hangi zamanda, günün hangi saatinde olduğunu bilmiyordu. Akşamın olmadığı, günün batmadığı, zamanın önemsizleştiği bir yerdeydi.
Kaleminden dökülen kelimeler, mısralar hasretini daha da artırıyor; çaresizliğin, yalnızlık duygusunun tüm benliğini sardığını hissediyordu. Mucize beklentisine giriyor; bir telefon, bir anons ile acılarının, özleminin biteceğini, Sedef’e kavuşacağını hayal ediyordu. Mısralarında bazen bir ağaca, bir yaprağa, bir martıya, esen rüzgâra, yağan yağmura, geçip giden buluta, İstanbul’a, Boğaz’a, gemilere, yakamoza, maviye, yeşile, Sedef’e aşkını aktarmasını diliyor; bazen gül kokusunda, parlayan güneşte, tan kızıllığında, sabah serinliğinde, bahar tazeliğinde Sedef’i arıyordu.