Şüra Süresinin Tefsiri - Kerim Buladı - Kayıhan Yayınları
Hiç mesaj bulunmadı
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 245.00 TL | 245.00 TL |
2 Taksit | 122.50 TL | 245.00 TL |
Taksit | Tutar | Toplam |
---|---|---|
Tek Çekim | 245.00 TL | 245.00 TL |
2 Taksit | 122.50 TL | 245.00 TL |
3 Taksit | 85.75 TL | 257.25 TL |
4 Taksit | 64.93 TL | 259.70 TL |
Ödeme Türü | Toplam Tutar |
---|---|
Diğer Kredi Kartları | 245.00 TL |
Havale / Eft | 245.00 TL |
Posta Çeki | 245.00 TL |
Kapıda Ödeme | 260.00 TL |
Kapıda ödemeli siparişlerde +15,00TL kapıda ödeme hizmet bedeli ilave edilir. |
- Vade farksız taksitler KOYU renkte gösterilmektedir.
- X+X şeklinde belritilen taksitler (Örneğin: 2+3) 2 taksit olarak işleme alınmakta ancak ilgili bankanın kampanyası dahilinde 2 taksit üzerinden işlem yapıldığı halde 2+3 yani 5 taksit olarak kartınıza ve ödemenize yansımaktadır. (2 taksit seçilmiş olsa bile banka kampanyası dahilinde ekstradan vade farkı eklenmeden işlem 5 taksite bölünmektedir.)
Şüra Süresinin Tefsiri - Kerim Buladı - Kayıhan Yayınları
Müminler için şûra, (meşveret, müşâvere) ilkesinin hayatî bir önem taşıdığını, Kur’ân’ın sûrelerinden birinin “Şûrâ” adıyla anılmasından anlaşılmaktadır. Allah Teâlâ, Hz. Peygamber’den, vahiy gelmediği takdirde rey ve içtihada dayanan meselelerde, ashabına danışmasını, onların fikirlerini almasını istemiştir. Bu durum, İslâm dininin, şûrâya, Müslümanların birbirleriyle danışıp görüş alışverişinde bulunmasına önem verdiğini açıkça ortaya koymaktadır.
İnananların, aralarındaki işlerini ve aldıkları kararları ortak akılla, danışma ve görüş alışverişinde bulunmak suretiyle almaları büyük önem taşımaktadır hatta bu imanlarının bir gereğidir. Bu çerçevede Müminlerin, ittifakı, ittihadı, dayanışması ve tefrika içerisinde olmamaları, söz birliği etmelerine bir başka deyişle istişâreye bağlı olduğu önemle vurgulanabilir. Hz. Peygamber’in vefatı üzerine ashab, istişareye önem vermiş, önemli konuları istişare ile çözüme kavuşturmuşlardır. Ancak sahabe döneminden sonra şûra düsturu, Kur’ân’ın öngördüğü şekilde uyumlu bir biçimde geliştirilememiştir.
Asrımızda ise müminler, bir türlü Kur’ân’ın şûra çağrısını yerine getirmede başarılı olamamışlar, inandıkları Kur’ân, onlara her türlü işlerini aralarında istişare ile bir başka deyişle ortak akılla yapmalarını öğütlerken, en hayatî konularda bile fikir birliğine varamamaktadırlar. Hiç olmazsa Müslümanların yaşadığı toprakların düşman işgallerine karşı korunması, müminlerin, dinlerinin, canlarının, mallarının, namuslarının muhafazası ve dokunulmaz/kutsal mekânların himayesi meselesinde ortak bir fikir etrafında buluşmaları beklenirken, maalesef bu da sağlanamamıştır. Ehl-i kıble, ehl-i tevhid daha geniş bir ifade ile Muhammed ümmeti/ümmet-i icabet, istişareyi umursamamaktadır. Bu Yüzden Kur’ân’ın, istişare çağrısına müminlerin, yeniden dönmesi ve icabet etmesi farz-ı ayn haline gelmiştir.